4 Nisan 2012 Çarşamba


Bu evi, bu sokağı, bu kahve fincanlarını ve seni çok özleyeceğim’ diye fısıldadı. Saat 3.04’ e geliyordu, belki tam olarak 01.38.

‘Atom bombalarıyla bir medeniyet kuramazsın’ dedim. Büyük laflar etmeyi sevmek genetik bir bozukluktur, insan çoğu zaman böyle şeyler yapar; zaman geçer, sözler bulanıklaşır, alkol aslında şişede nasıl duruyorsa aramızda da tam olarak öyle durur.

Büyük kayıplar her zaman evleri kundaklar, saat kuleleri yıkılabilir, savaş meydanları kim için sevilir sanıyorsun?

İnsanlar ve şehirler bir yere gitmezler sevgilim, gidenler hikayelerdir. İş çıkışı bir yoklama kaçağı, ilk kez dinlenen bir şarkının şaşkınlığı da olabilirsin. Korkma, kentler bu yüzden vardır zaten; sen dilediğin gibi sürünebilesin diye.


*Hayat Dublör Kullanmak İçin Çok Kısa adlı hikayeden.

msd/2012 Ankara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder