22 Aralık 2012 Cumartesi

içeride bir bizans köyü


‘İçeride ve dışarıda olanlara… içimizdeki ve dışımızdakilere…’

Böyle amaçsız, sessiz sedasız günlerde, bir boşluğu olgun bir umursamazlığa bağlıyor mevsim. Gözümün gördüğü anlattıklarımla aynı değil, bizi kendisine çeken bu ayrılık hangi kıtanın serpintisi, biliyor musun?
Bir bavulu toplamanın en hüzünlü yanı içine sığdıramadıkların değil, yanında götürmek zorunda kaldıklarının ağırlığıdır, insanlar yolları haritalara yazmasalardı eğer iki şehir arasındaki en kısa yolu sadece filller bileceklerdi.
Askerlerle takılan sosyalistler, son Bizans’ ın katledilmesi, hep rötara düşen uçaklar, sevgisi geçmişiyle kavgalı adamlar gibi koşturuyorum kendimden. Gözlerim kan çanağı, ne çok sigara ne de pazar yeri alınganlığı, bu şehre tek bir terk bombası yeter sevgilim, içimizdekiler ve.. dışımızda olanlar için… sana bu mektubu bir Bizans köyünden yazıyorum, mevsimlerden lodos, yağmur izlerimi silmiş olsun ne olur…
Gün döndüsünde çocuk sesleri, sokakta hayaletler, yaz nasıl da uğultuyla geçmiş, kimse böyle bir mısra bilmemiştir, çünkü mevsimlerden lodos, yağmur bir çok şeye tanık, sevgililer kavgalı, sözler iki dudağın arasında pamuk ipliği, Şerafettin Nami şehri yaksın da neşemizi bulalım diye bekleşiyoruz Bizans’ ın ortasında, kuşlar toplanmış güneye göç ediyorlar ya da televizyon öyle diyor, ben belgeselerin yalancısıyım sevgilim.
Şarkılar dinledim, ne yaptığımı bilemediğim zamanlarım oldu, kuşlar alçaktan uçtular, gökyüzü alaca mavi, bütün güzel kadınları öptüm, tekke kapısında rakı sofrası kurmak bile ibadet sayılabilir bazı dirilmek anlarında unutma, ani bir otobüs freni gibi, bütün kediler karanlıktan korkar sevgilim… bütün kediler, karanlıktan sevgilim, korkar…
Bizi bir arada tutan şey neydi? Bütün o seneler boyunca… yağmurlu ve bembeyaz gecelerimiz oldu, sokaklarda yürüdük, evde yalnızlıklarımız, süreklisi olduğumuz meyhaneler, hem sövüp hem sevdiğimiz insanlarımız oldu, bizi o meyhanelere, o sokaklara, o insanlara bağlayan şey neydi?
Bu sene kar erken gelecek diyorlar, ben bu lodosun sonunu hayra yormamayı çoktan öğrendim..
Bu gece, bu Bizans köyünde, zarife, erman, şerafettin nami ve diğerleri, içimizde ve dışımızda kalanların cemi cümlesi, aşıklar ve kabadayılar, en çok da yurtsuzlar için birer kadeh rakı daha içelim, şeref ya da sağlık için değil, oldukları, hayatlarımıza dokundukları ve dokunmadıkları için.

mustafa
aralık 2012 a. hisarı