23 Ocak 2013 Çarşamba

tedirgin


Neresinden ve nasıl yazmaya başlamalı, bilmiyorum. 

Zamanla bir çok şey bulanıklaşıyor…

Boş bir odadayım. Duvar, sadece duvar, bir de kuş sesleri… Çok uzaktan, yer üstünden gelen kuş sesleri, keşke fırsatım varken daha dikkatli dinleseydim, belki o zaman mevsimi ya da günün neresinde olduğumu anlayabilirdim, dinlemeyi bilen insan için kuşlar çok fazla şey söylerler, genelde haddinden çok.

Bir hikayeye asılı kaldım, yön duygum yok, zaman yok, renkler yok, sigara yok. Kaç gün oldu sigara içmeyeli? Kaç gündür bu odadayım? Hangi gündeyiz?

Saymayı yeni baştan öğrenmeliyim. Yürümeyi, uyanmayı, tutunmayı, vazgeçmeyi, konuşmayı, renkleri ve geri kalan her şeyi yeni baştan ve önceki her şeyi unutarak öğrenmeliyim. Unutmak ne tuhaf şey… en son neyi unuttum? Şimdi hatırladıklarım ne kadar daha kalacaklar zihnimde? 

Issız bir adaya düşsem yanıma sadece ışık alırım, karanlıktan korkuyorum. Yeterince görmemişim sanki, sanki yeterince öğrenmemişim gibi, karanlığın içinden gelen her sese kulak kesilmeyi huy edinmişim, anlatması zor... nasıl bir tedirginlik bilemezsin.

m.