5 Ocak 2012 Perşembe

nüfus planlaması ve bir köpeğin aşk hayatı üzerine...

ülke : türkiye
şehir : ankara
semt : kavaklıdere
mekan : sekans
tarih : dün gece


Aziz eski sevgilisinden bahsederken şöyle dedi;
hayatı algılayışı bu onun,
futbolda pis burun,
voleybolda hep sımaç.
orta karar, uzlaşmacı bi hatun değil,
napalım o da böyle.

işte böyle adamlar oldukça etrafta, stadlardaki kadın popülasyonu hep az kalacak.
kişiler ve mekanlar, kurum ve kuruluşlar, içilen biralar, sonra şat yapılan viski ve tekilalar, ağlayan kadınlar, hep belli bir sayıda olacak.

mantıklı bir nüfus planlaması yapmaya can atsak da gerekli ölçüde zihinler bulanmayacak, garsonlar dahil herkes arkadaşın olduğu için asla istediğin bardakla içmek lüksün olmayacak, düşün; bu bile lüks sayılacak.

birçok başka sokak gibi bu sokağın giriş ve çıkışı da belediye tarafından süreli olarak kapatılacak, kimse kim işte, matriks sevmiyorsun ki zaten. inan zerre kadar umrumda olmayacak.
nerdeydiniz sanal bey, gözlerimiz hep yollara mı bakacak? al biranı zıkkımlan, nurun hanım bu gece aramıza katılamayacak! yazar kadrosundan mörfi yi çağırdım uyuz itinin seks hayatını anlatacak.

işine gelmeyen gider! bundan sonra herkese isyan edilip, herkese posta koyulacak, adam olunacak ulan, adam olunacak!

4 saat sonra…
bir kadeh daha içeceğim,
sonra telefonumu al elimden ve kapat lütfen çünkü şimdi karşında duran bu efendi, bu naif adam birazdan sapıtacak, sevgilisini arayıp bağıracak, bestekar’ a gidip kavga çıkaracak, ne kadar sokak köpeği varsa hepsini ısırmaya kalkacak, veteriner dostlarına güveniyor, kuduz aşısını onlar vuruyor sanarak göbeğini açacak.

bir kadeh daha içeceğim,
sonra telefonumu al elimden ve kapat lütfen çünkü şimdi karşında duran bu sarhoş adam birazdan sana bir kadının berbat hikayesini anlatacak!


msd
ağustos2010

3 Ocak 2012 Salı

üç

Söz

Bu yapraklar etrafta uçuşmaya başladı beridir gece yürümeleri azaldı sokağının, gün ile gece kaybolduğunda ışık doğru ya da gerçek için değil yalnızca bir şeyi anlatmak için orada olacak, unutma bunu. Aldığın notların toplamı mezuniyetini aşmış, ikindi sınıfları gibisin; üşüsen olmaz, giyinsen olmaz, kış en çok sana düşman. Cümlelerini yuvarlama, kesik parmak uçların gibi ince ince sızlatan bir mutsuzluğun adını seninkinin harfleriyle yeniden yazmaya meyilliyim, sen bu yüzden; cümlelerini yuvarlama…

Soru

Gün biterken şehirde, bütün aydınlıkları içiveriyor evsizler sokak başlarında. Her sokağın adında senin bir harfin mutlaka vardır, gelecek olanlar gelmemiş, davetsiz kim varsa masa dolusu kalabalık. Böyle zamanlarda aynı cümleyi hatırlat dur kendine, hatırlat da unutma beni; kedi uykusunda rüyalar bitmez… bir ağıtla, zamane bir içerlemeyle terk ediyorsun şehri, bir mutsuzluktan başka bir mutsuzluğa göçüyorsun, el sallamıyorum gidişine, gününü ve saatini bilmiyorum, kimseyi sormuyorum sesine ama trenle göçüyorsun biliyorum. Bir türküyü anlatıyor akşamların yolsuz… fark eder mi? Çok canı yanmış birilerinin… yol daha uzayacak mı dersin?

Dilek

Öyle kendinden habersiz, ulu orta bir şaşkınlıkla el ele kalmışız şehirle. Neyi bekliyordun, kim hiç gelmedi? Sıradaki şarkı benim olsun, sonrakilerin hepsi yine senin. bedduanın virgüllerini atsam bir iyi niyet çıkarabilir miyiz ayrılığımızdan? Bütün diller aynı şeyi söylüyorduysa eğer; bunca savaşa ne gerek vardı diye geçiyor mu içinden senin de? Boşluk yerlerine pamuk, mecburiyetlerime kahvehane tabureleri koyuyorum söylemediklerin ayakta kalmasınlar diye…


msd/ ankara

rivayet

demiş ki
kimse bu seferden öyle hasarsız kurtulamayacak!
burada yazlar komik ve boş
kışlar ise kaygısız ve soğuk geçiyor

karşı kıyı memleket
hiç ora'lı olmadığın
bu kıyı ise senin değil

demiş ki
son kuşlar gittiğinde sen döneceksin
bilmediğin
bütün bu sokaklar senin olacak
kıymeti bilinmemiş bir miras
bir kavgaya sebep olsun diye

demiş, ve gitmiş...


msd