3 Nisan 2013 Çarşamba

notlar


1. Gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi bakıyordu yerde duran fotoğrafa, çok kimsesiz, çok biçimsiz bir çocukluktan miras alınabilecek ne kadar eksiklik varsa simdi şehirler ve balıkçı tekneleriyle karaya vuruyordu. Şerafettin Nami bin yaşındaydı, kimsesiz ve huysuzdu.

2. Her şey bozulabilir, dostluklar, düşmanlıklar, ortaklıklar.. her şey bitebilir, aşklar, mutsuzluk. bir tek suç ortaklığı bitmez.

3. Sonra gelip ' boşver abi , biz kendimize bakalım' dedi. 'olur' dedim, yürüyüp eve geldik.

4. Denize her düşenin yılana sarılacağını düşünmek ahmaklık olur. bazıları yüzmeyi tercih edebilir. Yüzmek bedenin başka bir doğa olayı ile yenilenmesidir. uyandığımız her an dünya değişir, yağmurlar, Afrika ve kutup balıkçıları kocaman bir hayalin ilmekleridir. Herkes taraf olmayı beceremeyebilir, sonuçta kalabalık, bir korkunun dindirilme yöntemidir.

5. Şimdi içinden bir şehir, bir kitap ve bir de sevgili ismi tut. sonra kendinle topla onları, kalanlardan çıkart, ikiye, üçe, dörde böl.. ne kaldı?

6. 'en kötü günümüz böyle olsun' dedi. 'olsun' dedim .o gece mutluyduk, hayat o geceye asılı kalsın, ne bileyim işte, her şey o an' da dursun istedim sonra tekrar bahar oldu, sonra tekrar yaz, sonra tekrar kediler. uzun mektuplar yazdım, kimsenin okumak istemeyeceği kadar uzun, sonra tekrar... yol uzadı, mevsimler kervanlar gibi geçip gitti en korunaksız ömürlerimizden.

7. Kimse için önem taşımayan hikayeler gün gelir baş ucunda sallanan bıçaklar gibi saplanıverir ağrılarına, gez gözün önündeyse eğer hala... bir arpa boyu yol alamamışızdır sevgilim, inan bana!

8. Kuyuda yalnızız, bu hiçbir şeyin kısaltması değil, sonuçta yalnızlık insanin kendine yakışanı üzmesidir.

9. Hiç ses yok, şehir  sustu. uzaktan ışık gelen siyah beyaz kareler gibiyiz, Şerafettin Nami uzun bir yola hazırlanıyor.

10. Aklı başında, eksiksiz bir çıldırma haline bürünüyor yokluk, yeni gelmekle şimdinin arasında bir yerlerde asılıyoruz zamana.

11. Bir hikayeyi yitirmek için elimizden gelenden fazlasını yaptığımız bile söylenebilir belki, belki de bütün bu olanlar sadece kelime tekrarındandır.

12. Hikayeler biter, mevsimler ve şehirler de. ilkin hep acı olan her şey yerini başka, huzursuz, yazık bir şeylere bırakır, zaman iste o an' larda gerçek olur.

13 .Yazdıklarıımız ve asla yazmayacaklarımız, barlar, kadınlar, erkek çocukları.. kazanamayacağımızı bile bile giriştiğimiz kavgalar her şey iste o an' larda gerçek olur, sırf biz ağlamayalım, birileri acıyı enflasyona, yokluğu paragraflara çeviremesinler diye.

14. Güzel' i anlatmaya soyunan her paragraf dinleyenin zihninde ufalanmaya mahkumdur çünkü kimse kimseye aynı kokmaz, yaralar ve deniz yanıkları kağıt kesiğine basılan ince kum taneleri gibi yırtıyorsa eğer boğazını, eksik kalacak bir şey mutlaka evin bir köşesinde beklemededir. çünkü bazen sırf yazmak için yazılır, bazen sırf unutmak için. toplasak bir bütün etmeyecek bu sefillik, bu gırtlağımıza kadar düştüğümüz ağlama nöbetleri, denize fener gibi dolanıp gündüzleri, nostaljik bir hediyelik eşya gibi asılıverir hayatinin orta yerine. çünkü güzel' i anlamak için durup düşünmek gerekir, buna bazı memleketlerde 'zaman' cümle hikayede 'ayrılık' denir.

15. Günah bir bakıma affetmenin alt metnidir. bunu en iyi kaybedenler bilir. bu bazen bir şehir, bazen bir incelik olabilir..

16. Sonuçta herkes, kendi payına düşeni incinir...

17. Çünkü çok yağmur yağıyordu, bir kapıdaydım, beklemiyordum, kimseler gelmiyordu, hep çok yağmur oluyordu, hep çok İstanbul.

18. Yanlış anlama. kendimi sevmediğim için seni ötekileştiriyorum.

19. Sonra mesela en güzel hikayeni içmişsindir masada, gece ay görünmüyordur da en tek başına, nasıl anlatsam.. kimse yoktur etrafta. sabaha karşı dergahının kapısında kediler, şeyhin belki uykudadır, sen en çok gelenleri ve gidenleri bilebilirsin..
.
20. Her aşkta yanlış anlaşılmalar vardır en nihayetinde aşk, yanlış anlaşılmış bir çok duygunun toplamıdır, sonra genelde olmaz. olmaz yani.

21. Zaman nasıl da iradesiz bir boşluk hissiyle salınıyor, kimse için bir anlamı yok, erken gelen otobüsler gibi, ya da şehri sabah ilk ışıklarla bırakıp gitmek gibi, anlamsız bir dolu söz, kitap sayfaları. kediler sokakları neden bu kadar çok seviyor? neden bizim sevdiğimiz şarkıları kimseler bilmiyor? yaz geliyor, evde yalın ayak dolaşıyorum, gözüm bu ayrılığı bir yerden ısırıyor ama sokaktan kimsecikler geçmiyor, duyabiliyorum.

22. Nasıl olduğu önemli olmayabilir, bu yüzden nasılsın sorusunun bir samimiyet içermesi gerekir.

23. Herkes devrime inanmayabilir, devrimler mantığın ötesinde bir inanç gerektirir ve devrimciler genellikle delilerdir. Delilik, sanılanın aksine; ciddi bir istikrar içerir, canı isteyenin istifa edebileceği bir kurum değildir.

24. Özetleri okuduğunda bütün dinler birbirinin aynısı olabilir. inanması beklenen hep insan oldukça tanrı ne kadar değişebilir?

25. Beirut ve Antakya kardeş şehirlerdir, bir şehirde yaşamak sokaklarını bilmeyi gerektirir, coğrafya insanı çaktırmadan eğitir.

26. Aşık olmak tesadüfleri, mutlu olmak mucizeleri gerektirir. iki insanin birlikteliği öyle çok da ilginç bir hadise değildir.

27. Sorunlar çözülmek için filan değildir, onlar olmakta olan şeylerdir.

28. Çünkü bir Yerli her yerde Yerlidir, müzisyen bir kızılderili  ne kadar artniyetli olabilir?

29. Seniha Teyze olsa 'göğün götü delindi' derdi, ne iyi kadındı Seniha Teyze.

30. Kur' an dan sureler, İncil'den metinler okuyoruz, Tevrat okumak için çok genç yaşlarımız, biz bu gece bir elin parmakları kadar farklıyız.

31. Mutsuzluk bir çok şey için iyi bir başlangıç olabilir, yağmur yağabilir mesela ya da şehrin ortasından filler yürüyebilir, inan bana, olabilir.

32. Gece bir çok şey için bahane olabilir, yardım istemek herkes için ayni ölçüde kolay bir mevzu değildir mesela, yürümek her zaman varmayı, bir yerden başka bir yere ulaşmayı karşılamayabilir, bazen en kötü hikayelerden en iyi cümleler çıkartılabilir.. yağmurda boğulma ihtimalin soğuk algınlığı yüzünden ölme ihtimalinin tam binbeşyüzde biridir, yine de hayat ciddiye alınması gereken bir süreçtir çünkü rakamlar gibi acılar ve sonuçları da değişebilir. işte bu yüzden mutsuzluk bir çok şey için iyi bir başlangıç olabilir.

33. Artı ve eksi sanıldığının aksine azalmayı ve çoğalmayı belirtmeyebilir, azalıp çoğalan insanın kendisidir. fotoğraflar ve yazılar hatıraların değil umutların delilleridir. buna rağmen umut; çoğu zaman denize düşen insana uzatılan yılan gibi bir şeydir.

34. Kandil geceleri ilk dileği tutanlar var ya, iste onlar o köylerin en afili delileridir, delilik zamanla dönüşüp akıllı bir eylem kılığına bürünebilir. sözlük anlamı ile kavgalı bir çok sıfat günü geldiğinde o çok sevdiğin hayatının tam ortasında infilak edebilir, inan bana. bütün bu söylediklerimin gerçek olma ihtimali sabaha çıkabilme ihtimalimizin tam yirmide onikisidir.

m.
2013
anadolu hisarı