1. Gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi bakıyordu yerde
duran fotoğrafa, çok kimsesiz, çok biçimsiz bir çocukluktan miras alınabilecek
ne kadar eksiklik varsa simdi şehirler ve balıkçı tekneleriyle
karaya vuruyordu. Şerafettin Nami bin yaşındaydı, kimsesiz ve huysuzdu.
2. Her şey
bozulabilir, dostluklar, düşmanlıklar, ortaklıklar.. her şey
bitebilir, aşklar, mutsuzluk. bir tek suç ortaklığı bitmez.
3. Sonra gelip ' boşver abi , biz kendimize bakalım' dedi. 'olur'
dedim, yürüyüp eve geldik.
4. Denize her düşenin yılana sarılacağını düşünmek ahmaklık
olur. bazıları yüzmeyi tercih edebilir. Yüzmek bedenin başka bir doğa olayı
ile yenilenmesidir. uyandığımız her an dünya değişir, yağmurlar,
Afrika ve kutup balıkçıları kocaman bir hayalin ilmekleridir. Herkes taraf
olmayı beceremeyebilir, sonuçta kalabalık, bir korkunun dindirilme
yöntemidir.
5. Şimdi içinden bir şehir, bir kitap ve bir de sevgili ismi
tut. sonra kendinle topla onları, kalanlardan çıkart, ikiye, üçe, dörde böl.. ne
kaldı?
6. 'en kötü günümüz böyle olsun' dedi. 'olsun' dedim .o gece
mutluyduk, hayat o geceye asılı kalsın, ne bileyim işte, her şey o an' da
dursun istedim sonra tekrar bahar oldu, sonra tekrar yaz, sonra tekrar
kediler. uzun mektuplar yazdım, kimsenin okumak istemeyeceği kadar uzun, sonra
tekrar... yol uzadı, mevsimler kervanlar gibi geçip gitti en
korunaksız ömürlerimizden.
7. Kimse için önem taşımayan hikayeler gün gelir baş ucunda
sallanan bıçaklar gibi saplanıverir ağrılarına, gez gözün önündeyse eğer hala... bir arpa boyu yol alamamışızdır sevgilim, inan bana!
8. Kuyuda yalnızız, bu hiçbir şeyin kısaltması değil, sonuçta
yalnızlık insanin kendine yakışanı üzmesidir.
9. Hiç ses yok, şehir sustu.
uzaktan ışık gelen siyah beyaz kareler gibiyiz, Şerafettin Nami uzun bir yola
hazırlanıyor.
10. Aklı başında, eksiksiz bir çıldırma haline bürünüyor yokluk, yeni gelmekle şimdinin arasında bir yerlerde asılıyoruz zamana.
11. Bir
hikayeyi yitirmek için elimizden gelenden fazlasını yaptığımız bile
söylenebilir belki, belki de bütün bu olanlar sadece kelime tekrarındandır.
12. Hikayeler biter, mevsimler ve şehirler de. ilkin hep acı olan her şey yerini başka, huzursuz, yazık bir şeylere bırakır, zaman iste o an' larda gerçek olur.
13 .Yazdıklarıımız ve asla
yazmayacaklarımız, barlar, kadınlar, erkek çocukları.. kazanamayacağımızı bile bile
giriştiğimiz kavgalar her şey iste o an' larda gerçek olur, sırf biz ağlamayalım, birileri
acıyı enflasyona, yokluğu paragraflara çeviremesinler diye.
14. Güzel' i anlatmaya soyunan her paragraf dinleyenin zihninde
ufalanmaya mahkumdur çünkü kimse kimseye aynı kokmaz, yaralar ve deniz
yanıkları kağıt kesiğine basılan ince kum taneleri gibi yırtıyorsa
eğer boğazını, eksik kalacak bir şey mutlaka evin bir köşesinde beklemededir. çünkü bazen sırf yazmak için yazılır, bazen sırf unutmak
için. toplasak bir bütün etmeyecek bu sefillik, bu gırtlağımıza kadar
düştüğümüz ağlama nöbetleri, denize fener gibi dolanıp
gündüzleri, nostaljik bir hediyelik eşya gibi asılıverir hayatinin orta
yerine. çünkü güzel' i anlamak için durup düşünmek gerekir, buna bazı memleketlerde 'zaman' cümle hikayede 'ayrılık' denir.
15. Günah bir bakıma affetmenin alt metnidir. bunu en iyi
kaybedenler bilir. bu bazen bir şehir, bazen bir incelik olabilir..
16. Sonuçta herkes, kendi payına düşeni incinir...
17. Çünkü çok yağmur yağıyordu, bir
kapıdaydım, beklemiyordum, kimseler gelmiyordu, hep çok yağmur oluyordu, hep çok İstanbul.
18. Yanlış anlama. kendimi sevmediğim için seni ötekileştiriyorum.
19. Sonra mesela en güzel hikayeni içmişsindir masada, gece ay
görünmüyordur da en tek başına, nasıl anlatsam.. kimse yoktur etrafta. sabaha karşı dergahının kapısında kediler, şeyhin belki
uykudadır, sen en çok gelenleri ve gidenleri bilebilirsin..
.
.
20. Her aşkta yanlış anlaşılmalar vardır en nihayetinde aşk,
yanlış anlaşılmış bir çok duygunun toplamıdır, sonra genelde olmaz. olmaz yani.
21. Zaman nasıl da iradesiz bir boşluk hissiyle salınıyor, kimse
için bir anlamı yok, erken gelen otobüsler gibi, ya da şehri sabah ilk
ışıklarla bırakıp gitmek gibi, anlamsız bir dolu söz, kitap
sayfaları. kediler sokakları neden bu kadar çok seviyor? neden bizim
sevdiğimiz şarkıları kimseler bilmiyor? yaz geliyor, evde yalın ayak
dolaşıyorum, gözüm bu ayrılığı bir yerden ısırıyor ama sokaktan kimsecikler
geçmiyor, duyabiliyorum.
22. Nasıl olduğu önemli olmayabilir, bu yüzden nasılsın sorusunun bir samimiyet içermesi gerekir.
23. Herkes devrime inanmayabilir, devrimler mantığın ötesinde
bir inanç gerektirir ve devrimciler genellikle delilerdir. Delilik, sanılanın aksine; ciddi bir istikrar içerir, canı isteyenin istifa edebileceği bir kurum değildir.
24. Özetleri okuduğunda bütün dinler birbirinin aynısı olabilir. inanması beklenen hep insan oldukça tanrı ne kadar değişebilir?
25. Beirut ve Antakya kardeş şehirlerdir, bir şehirde
yaşamak sokaklarını bilmeyi gerektirir, coğrafya insanı çaktırmadan eğitir.
26. Aşık olmak tesadüfleri, mutlu olmak mucizeleri
gerektirir. iki insanin birlikteliği öyle çok da ilginç bir hadise değildir.
27. Sorunlar çözülmek için filan değildir, onlar olmakta olan şeylerdir.
28. Çünkü bir Yerli her yerde Yerlidir, müzisyen bir kızılderili ne kadar artniyetli olabilir?
29. Seniha Teyze olsa 'göğün götü delindi' derdi, ne iyi kadındı Seniha Teyze.
30. Kur' an dan sureler, İncil'den metinler okuyoruz, Tevrat okumak
için çok genç yaşlarımız, biz bu gece bir elin parmakları kadar farklıyız.
31. Mutsuzluk bir çok şey için iyi bir başlangıç olabilir, yağmur
yağabilir mesela ya da şehrin ortasından filler yürüyebilir, inan bana, olabilir.
32. Gece bir çok şey için bahane olabilir, yardım istemek herkes
için ayni ölçüde kolay bir mevzu değildir mesela, yürümek her zaman varmayı, bir yerden başka bir yere ulaşmayı karşılamayabilir, bazen
en kötü hikayelerden en iyi cümleler çıkartılabilir.. yağmurda boğulma ihtimalin soğuk algınlığı yüzünden ölme
ihtimalinin tam binbeşyüzde biridir, yine de hayat ciddiye alınması gereken bir süreçtir çünkü rakamlar gibi acılar ve sonuçları da
değişebilir. işte bu yüzden mutsuzluk bir çok şey için iyi bir başlangıç olabilir.
33. Artı ve eksi sanıldığının aksine azalmayı ve çoğalmayı belirtmeyebilir, azalıp çoğalan insanın kendisidir. fotoğraflar ve yazılar
hatıraların değil umutların delilleridir. buna rağmen umut; çoğu zaman
denize düşen insana uzatılan yılan gibi bir şeydir.
34. Kandil geceleri ilk dileği tutanlar var ya, iste onlar o
köylerin en afili delileridir, delilik zamanla dönüşüp akıllı bir eylem
kılığına bürünebilir. sözlük anlamı ile kavgalı bir çok sıfat günü geldiğinde
o çok sevdiğin hayatının tam ortasında infilak edebilir, inan bana. bütün bu söylediklerimin gerçek olma ihtimali sabaha çıkabilme ihtimalimizin tam yirmide onikisidir.
m.
2013
anadolu hisarı
oh beeeee. rakamlarin makamlarina geeeeel
YanıtlaSilayrıca senle 34 ayrı buluşma talep ediyorum. bilginize, ihihihih
YanıtlaSil34 ayrı buluşma, bu, en az 35 büyük rakı, yarım kilodan fazla peynir, ortalama 20 masa, 43 civarında sokak, kuvvetle muhtemel 3 ayrı şehir, 2 de deniz demek! kabul.
YanıtlaSil