Neresinden ve nasıl yazmaya başlamalı, bilmiyorum.
Zamanla
bir çok şey bulanıklaşıyor…
Boş bir odadayım. Duvar, sadece duvar, bir de kuş
sesleri… Çok uzaktan, yer üstünden gelen kuş sesleri, keşke fırsatım varken daha
dikkatli dinleseydim, belki o zaman mevsimi ya da günün neresinde olduğumu
anlayabilirdim, dinlemeyi bilen insan için kuşlar çok fazla şey söylerler,
genelde haddinden çok.
Bir hikayeye asılı kaldım, yön duygum yok, zaman
yok, renkler yok, sigara yok. Kaç gün oldu sigara içmeyeli? Kaç gündür bu
odadayım? Hangi gündeyiz?
Saymayı yeni baştan öğrenmeliyim. Yürümeyi,
uyanmayı, tutunmayı, vazgeçmeyi, konuşmayı, renkleri ve geri kalan her şeyi yeni
baştan ve önceki her şeyi unutarak öğrenmeliyim. Unutmak ne tuhaf şey… en son
neyi unuttum? Şimdi hatırladıklarım ne kadar daha kalacaklar zihnimde?
Issız bir adaya düşsem yanıma sadece ışık alırım, karanlıktan korkuyorum. Yeterince görmemişim sanki, sanki yeterince öğrenmemişim gibi, karanlığın içinden gelen her sese kulak kesilmeyi huy edinmişim, anlatması zor... nasıl bir tedirginlik bilemezsin.
m.
"en son neyi unuttum"? bunu bilmeyi ne kadar çok istiyorum.
YanıtlaSil