‘İçeride ve dışarıda olanlara… içimizdeki ve
dışımızdakilere…’
Böyle amaçsız, sessiz sedasız günlerde, bir boşluğu
olgun bir umursamazlığa bağlıyor mevsim. Gözümün gördüğü anlattıklarımla aynı
değil, bizi kendisine çeken bu ayrılık hangi kıtanın serpintisi, biliyor musun?
Bir bavulu toplamanın en hüzünlü yanı içine
sığdıramadıkların değil, yanında götürmek zorunda kaldıklarının ağırlığıdır,
insanlar yolları haritalara yazmasalardı eğer iki şehir arasındaki en kısa yolu
sadece filller bileceklerdi.
Askerlerle takılan sosyalistler, son Bizans’ ın
katledilmesi, hep rötara düşen uçaklar, sevgisi geçmişiyle kavgalı adamlar gibi
koşturuyorum kendimden. Gözlerim kan çanağı, ne çok sigara ne de pazar yeri
alınganlığı, bu şehre tek bir terk bombası yeter sevgilim, içimizdekiler ve..
dışımızda olanlar için… sana bu mektubu bir Bizans köyünden yazıyorum,
mevsimlerden lodos, yağmur izlerimi silmiş olsun ne olur…
Gün döndüsünde çocuk sesleri, sokakta hayaletler,
yaz nasıl da uğultuyla geçmiş, kimse böyle bir mısra bilmemiştir, çünkü
mevsimlerden lodos, yağmur bir çok şeye tanık, sevgililer kavgalı, sözler iki
dudağın arasında pamuk ipliği, Şerafettin Nami şehri yaksın da neşemizi bulalım
diye bekleşiyoruz Bizans’ ın ortasında, kuşlar toplanmış güneye göç ediyorlar
ya da televizyon öyle diyor, ben belgeselerin yalancısıyım sevgilim.
Şarkılar dinledim, ne yaptığımı bilemediğim
zamanlarım oldu, kuşlar alçaktan uçtular, gökyüzü alaca mavi, bütün güzel
kadınları öptüm, tekke kapısında rakı sofrası kurmak bile ibadet sayılabilir
bazı dirilmek anlarında unutma, ani bir otobüs freni gibi, bütün kediler
karanlıktan korkar sevgilim… bütün kediler, karanlıktan sevgilim, korkar…
Bizi bir arada tutan şey neydi? Bütün o seneler
boyunca… yağmurlu ve bembeyaz gecelerimiz oldu, sokaklarda yürüdük, evde
yalnızlıklarımız, süreklisi olduğumuz meyhaneler, hem sövüp hem sevdiğimiz
insanlarımız oldu, bizi o meyhanelere, o sokaklara, o insanlara bağlayan şey
neydi?
Bu sene kar erken gelecek diyorlar, ben bu lodosun
sonunu hayra yormamayı çoktan öğrendim..
Bu gece, bu Bizans köyünde, zarife, erman,
şerafettin nami ve diğerleri, içimizde ve dışımızda kalanların cemi cümlesi,
aşıklar ve kabadayılar, en çok da yurtsuzlar için birer kadeh rakı daha içelim,
şeref ya da sağlık için değil, oldukları, hayatlarımıza dokundukları ve
dokunmadıkları için.
mustafa
aralık 2012 a. hisarı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder