‘Bu evi, bu
sokağı, bu kahve fincanlarını ve seni çok özleyeceğim’ diye fısıldadı. Saat
3.04’ e geliyordu, belki tam olarak 01.38.
‘Atom
bombalarıyla bir medeniyet kuramazsın’ dedim. Büyük laflar etmeyi sevmek
genetik bir bozukluktur, insan çoğu zaman böyle şeyler yapar; zaman geçer,
sözler bulanıklaşır, alkol aslında şişede nasıl duruyorsa aramızda da tam
olarak öyle durur.
Büyük kayıplar
her zaman evleri kundaklar, saat kuleleri yıkılabilir, savaş meydanları kim
için sevilir sanıyorsun?
İnsanlar ve
şehirler bir yere gitmezler sevgilim, gidenler hikayelerdir. İş çıkışı bir
yoklama kaçağı, ilk kez dinlenen bir şarkının şaşkınlığı da olabilirsin. Korkma,
kentler bu yüzden vardır zaten; sen dilediğin gibi sürünebilesin diye.
*Hayat
Dublör Kullanmak İçin Çok Kısa adlı hikayeden.
msd/2012 Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder